13 Ocak 2015 Salı

Evrensel Beyaz Kardeşlik'in Üstadı Beinsa Douno (Peter Deunov)'nun Ünlü Kitabı MELEKUT çıktı...



Peter Deunov, 12 Temmuz 1864 yılında o zamanlar Osmanlı sınırları içinde yer alan Varna’ya bağlı Hadırca köyünde doğar. Babası kilise rahibidir. Sviştov’daki Amerikan bilim ve teoloji okulundan mezun olduktan sonra Amerika’ya gider. Boston’da teoloji, ardından tıp eğitimi alır. 1895 yılında Bulgaristan’a geri döner.
            1896 yılında yazdığı “Bilim ve Eğitim” isimli kitabında yeni yüzyılla birlikte gelecek olan yeni bir kültürün temellerinden bahseder. Deunov, yeni bir çağın başlamakta olduğunu, bizlere ışık, sevgi ve bilimi bir arada getireceğini bir asır öncesinden müjdeler. Rudolph Steiner, Elena Blavatska, Mahatma Gandi’nin mistik ruhsal öğretileriyle benzer yönleri olan görüşleri ilk defa bu kitabında açıklanmıştır. Deunov, 19. yüzyıl sonları ve 20. yüzyıl başlarında dünyada yükselişe geçen mistik-teosofik harekete kurduğu Beyaz Kardeşlik hareketiyle önemli bir katkı sağlamıştır. Petar Deunov’un Beyaz Kardeşlik Öğretisi, bilim ile dinsel geleneği bir araya getirir.
            33 yaşındayken Deunov Varna’da sonradan Evrensel Beyaz Kardeşlik’e dönüşecek olan ruhsal gelişim topluluğunu kurar. 1898 yılında ilk öğrencilerini seçer. Seyahatle geçen birkaç yıl aradan sonra Sofya’ya taşınır. 1912 yılında ışığın yedi rengini yedi ilahi ruh ve yedi yıldız ile birleştirdiği bir sistemi anlattığı “Renkli Işınların Vasiyeti” isimli ikinci kitabını yazar.
            Deunov’un öğretisi, belirli bir amaca sahip olan bilimsel bir yönteme sahiptir. Bu amaç, insanın ruhsal gelişimi, içsel yaşamının dengelenmesi ve içsel yaşamın dış yaşamla, çevreyle uyumlandırılması olarak özetlenebilir. İnsanın ruhsal gelişimi için öncelikle zayıf ve güçlü yanlarını tanımak, iyi yanlarını öne çıkarıp yeteneklerini geliştirmek gibi kişisel gelişimi ön plana alan birçok yol ve teknik geliştirir. Dua, tefekkür, meditasyon ve Tai Chi’yi andıran bedensel egzersizler bu teknikler arasındadır.
            22 Mart ile 22 Eylül arası tercihen dağların yüksek zirvelerinde açık havada topluluk halinde uygulanan Panevritmia isimli kompleks bir ritüel icat eder. Üstat, arketipsel hareketlerden oluşan ve beden, ruh ile zihni kozmik ritimlere uyumlandırmayı amaç edinen egzersizlerin mutlaka bilinçli olarak yapılmasını, duygu ve düşüncelere uygun olmasını öğütler. Çünkü beden hareketleri uygun olduğu belli bir duygu ve düşünceye karşılık vermediğinde içsel dengesizlikler oluşmaktadır. Yine bu ritüel için 150’den fazla okült beste yaratır. İlk zamanlarda kemanıyla bizzat kendisi seslendirir. İleride bestelerin üzerine sözler de eklenir. Doğa’da canlı cansız her şeyin belli bir titreşimi, frekansı ve dolayısıyla sesi olduğunu hatırlatan Deunov, insan için en uygun olan müziği keşfedip evrenle olan dengesini tesis etmek için çalışır. Bunun için müziğin çok önemli olduğunun altını çizer.
            Öğrenci ve takipçilerinin artışı ve gelen talepler doğrultusunda 1914 yılında “Güç ve Yaşam” adıyla uzun soluklu söyleşi ve seminerlere start verir. Sayısı 7 bini aşan bu seminerlerin ana teması, insanın ne olduğudur ve insanda tohum halinde olan tanrısal olanı uyandırmaktır. Deunov, şu anki insanın henüz gerçek insan olmadığını, gerçek, yani tanrısal insanın ancak bundan sonra ortaya çıkacağını söyler. Her bir insan, bütün bir evren kadar önemlidir. Bu yüzden ne olursa olsun hiç kimse için olumsuz bir görüş bildirilmemelidir. İnsan şu haliyle henüz bitirilmemiş bir tablodur.
            Deonov’a göre insanın özü, sonsuz ve tek olan evrenin tezahürüdür. Ruhsal yapısı pozitif ve negatifi birlikte olarak taşır. Dolayısıyla iyi ve kötü dışarıda değil, insanın kendi içindedir. Bu inancın ışığında üstat, çocukların Aşk, Bilgelik ve İyilik yolunda eğitilmesinden daha önemli hiç bir şeyin var olmadığında ısrar eder. Dolayısıyla işe anneyle başlanması gerektiğini belirtir.
            Deunov, ışığın canlı olduğunu, bu yüzden meyveler başta olmak üzere ışığı depolayan besinlerin tüketiminin çok önemli olduğunu öğretir. Sağlık öğütleri arasında suyu hem bedensel hem de zihinsel ve ruhsal arındırıcı olarak sıcağa yakın ılık ve yudumlar halinde içme önerisi de vardır. Hem meyvelerin hem de suyun, ışığı kendinde hapseden bir madde olarak ele alınmasını öğretir. Işık da canlı olduğunda göre, onunla temas etmek için bu maddelerin alımının ne kadar etkili olduğu tahmin edilmelidir.
            “İnanmıyorsan inandıramazsın, iyilik sahibi değilsen, başkasında iyiliği uyandıramazsın.” diyen Deunov’un takipçi sayısı 40 bini aşarak ülke sınırları dışına taşar. Deunov’un Beyaz Kardeşlik öğretisi, batı ile doğunun ruhsal inanışlarını sentezleyen ezoterik bir öğretiye dönüşür. Öğreti, Hinduizmin karma, tekrar doğuş, prana (yaşam enerjisi) inancına sahip çıkmıştır ve bu sebepten Bulgar Kilise tarafından kabul edilemez olarak nitelenmiştir.
            Deunov 1929 ile 1932 yılları arasında Krishnamurti ile yazışır. Bilindiği gibi Hindu inanışına göre her bir çağda ruhsal öğretmen olarak bir avatar gelir. İddialara göre Krishnamurti’den, kendisinin Maitreya veya İsa misali aydınlanmış bir varlık olduğu kabul edilmesi istenir. Ancak önerileri geri çeviren Krishnamurti, 1929 yılında Hollanda’daki uluslararası teosofi kongresinde böyle bir öğretmenin zaten Bulgaristan’da bulunduğunu söyler.

            Peter Deunov 27 Aralık 1944 yılında vefat eder. Bulgaristan, Fransa, ABD, Japonya başta olmak üzere, aralarında Albert Einstein dâhil olmak üzere her dinden binlerce takipçi ve öğrenci ve bugün hala faal olan onlarca ruhsal okul ile seminer konuşmalarından derlenen yüzlerce kitap bırakır. Ülke dışındaki öğrencileri ona ruhsal ismi olan Beinsa Douno olarak anmayı tercih ediyor.
 Melekut isimli kitaptan