Vanga, küçük çocukları vefat etmiş olan bir aile ile ilk kez konuşuyor. Çocuk ona görünüyor. Diyaloğu kısaltarak veriyorum.
Vanga- Nineyi soruyor. Kim o?
Aile - Benim annem o.
Vanga- Hayatta.
Aile - Evet, hayatta.
Vanga – Sütlü börek istiyor. Tanrım, bunu neden verdin? Adı ne?
- Desislav.
- Evet, işte Desi. Ondaki bu iz nedir?
- Evet, alnında var.
- Bu ne zaman oldu? (ölüm)
- Doğum gününden evvel.
- Salı gününden daha işaretlenmiş. Yazık. Onu kim öldürdü?
- Adı Emil, 30 yaşında.
- Nasıl olur, çocuk arabaya binmemiş?
- Hayır, (kaza) sokakta oldu.
- Çocuk arabanın önüne fırlamış.
- Bunu bilmiyoruz.
- Böyle olmuş. Çok güzel bir çocuk bu. Vasil adındaki kişi kimdir?
- Benim kuzenim.
- Vasil, hayatta (olan biri). Vasil’i soruyor.
- Evet, yaşıyor.
- Yanında şapka var (mezarda)
- Yanına koyduk.
- Rayna ya da Radka diye birini soruyor.
- Radi- onun kardeşi o.
- Onu merak ediyor. Ne yapıyor? 9 veya 10.sınıfta.
- 9. sınıfta.
- Ah, iyi insanlar. Kimseye kötülük etmemişler, kimsenin malını çalmamışlar, kimseyi kızdırmamışlar. Çocuk da kötü bir çocuk değil. Elinde bir şey tutuyor. Sopa mı o?
- Hayır, top tutuyordu.
- Bak, nasıl da konuşuyor, ne kadar da güzel bir çocuk. Denizi soruyor. Gittiniz mi denize? Stoyan kimdir?
- Dayım.
- Ölmüş dayın, işte o da duruyor. “Ben de buradayım, çocuk yanımızda; ben de geldim. İliya da bizimle birlikte. Bu İliya kimdir ki? Bilmiyorum. İliya, eskiden ölmüş biri bu.
- İliya bizim komşumuz.
- Rayna kimdir?
- Benim ninem.
- İşte o da burada. Ah kardeşim, o kadar suçsuzsun, o kadar iyisin ama nasıl bir rüyanın içine girdin! Nasıl bir olay seni buldu! Üstüne karlar yağdı. Tanrıdandır…
(Toma Tomov’un belgeselinden)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder