ENERJİYİ ARTIRAN FAKTÖRLER
-
Kusursuzluk sayesinde saf enerji biriktirilir. Yeterince enerji
biriktiğinde ve zamanı gelip de zorluklarla sınadığında, bize meydan
okuduğunda, bizi aşmamız gereken engellerle karşılaştırdığında, formlu
varoluşun da dışına çıkabilecek bir dehliz bulur ve sınırı aşarız. Başka bir
değişle insan, yeterince büyüdüğünde ve enerji toplayacak bir olgunluğa
eriştiğinde büyük bir sınavla karşılaşır ve onu bu sınavı başarıyla vermesi
beklenir. Eğer karşılaştığı büyük zorluğu aşma irade ve becerisini gösterirse, varoluşun
sınırlı alanının dışına çıkabilir.
-
Peki, bunu nasıl yapacak? Bu konunun doğrudan bir cevabı yoktur. Çözümün nasıl
olacağını ancak sezgiyle buluruz. Bize sezgi yol göstermelidir, eğer yol
göstermiyorsa, bunu izah etmenin lüzumu yoktur. Çünkü bazı bilgilerin izahı
mümkün değildir. Bu sınavın nasıl aşılacağı meselesinin kelimelere dökülmesi,
açıklanması pek de mümkün değildir.
-
Kişi için düşmanların değeri çok büyüktür. Düşmanlar kişiye yoğun bir enerji
aktarırlar. Kullanabilirsen, çok hızlı büyürsün. “Düşman” kelimesini en geniş
manada kullanarak, sürekli veya yoğun çatışma yaşadığımız insanlar, olaylar,
fikirler, zihniyetler vs. gibi düşünmeliyiz. Düşman, bir aile yakınınız,
eşiniz, kardeşiniztanrı bizi, rakibiniz, kayınvalideniz olabilir. Düşmanla
çalışma gerekliliği, Toltek büyücülük sanatındaki en önemli konulardan biridir.
-
Kusursuzluk, güce layık olmayı getirir. Güç ile enerji aynı şey değildir, arada
çok önemli bir fark vardır. Güç, kimseye ait değildir. Gücün kendine ait bir
bilinci vardır. İnsan gücü elde etmez, ancak ona layık olabilir. Enerjiyi
mıknatıs gibi çekersin, güç ise seni fark eder, sana katılır. Gerçeklik kalıplarını deler.
-
Bir zorluğu, sorunu, engeli anlamak, nedenini ve bilgece çözümünü bulmak, onda
saklı enerjiyi kendine almaktır. Böylece bu sorun her neyse, enerjimizi
eksiltemeyecek, biz onda saklı enerjiyi alacağız. Buna “Toltek Avcılığı”
derler.
-
Sürekli gözlem yapma, ayırt etme, farkındalık: Gerçeği sahteden, faniyi
kalıcıdan, doğruyu yanlıştan, önemliyi önemsizden, faydalıyı faydasızdan, gerçek
bilgiyi sahteden ayırt etme ve tanıma… Gözlem ve ayırt etme, yolun sadece
başlangıcında değil, her adımında yapılmalıdır. Her biri bizi kendisinin geçek
olduğuna inandırmaya çalışan fiziksel, astral ve mental giysileri gerçek
ben’den ayırt edip tanımak gerekir.
-
Sadece kendini gözlemlemeye ve değiştirmeye çalışmalı, dışarıyı veya dünyayı
değiştirmeye uğraşmamalıdır. Hakikatte dışarısı diye bir şey yoktur. Kendimizi
değiştirmekle, dünyadaki her şeyin yerli yerine oturduğunu görürüz. Matrix
filminde küçük bir çocuğun bir demir kaşığı iradesiyle nasıl büktüğünü
açıkladığı sahneyi hatırlayın: “Bir kaşık yok!”
-
Hakikat, sadece sevgi, merhamet ve saflık varsa açılır. Kişisel çıkar varsa ona ulaşmak mümkün değildir. Çünkü hakikat,
ruhsal/formsuz alana aittir oysa çıkarcılık, egoyla ilgili bir durumdur ve
bildiğiniz gibi ego, maddi/formlu dünyaya aittir dolayısıyla hakikatin maddi
olmayan alanına temas edemez.
-
Kötülüğü anlayabilirsek, iyiliğe dönüşür ve bize enerji olarak geri döner.
-
Gerçek ve saf ruhaniyet hiçbir şekilde konuşmayla ve tartışmayla elde edilemez.
Ona, doğru bir zihin ve bilinç pratiğiyle ulaşılabilir.
-
Gerçek bilgelerin unvanı olmaz, onay beklemezler. Derin bir tevazudadırlar,
tevazu enerji yükseltir, unvan ise eksiltir. Bu yüzden saygı bekleme araçları
haline getirdiğimiz farklı unvanlar, kimlikler ve tanımlamalar enerji yitimine
sebep olurlar. “Ben bir iş adamıyım, profesörüm, reiki masterim, şifacıyım…”
diye uzayıp giden bin bir çeşit kimlik, sanal bir benlik yaratma yolunda yüksek
miktarda enerji harcatırlar.
-
Gerektiğinde dinamik, yeri geldiğinde ise dingin ol. Dışarıdan güçsüz görünecek
kadar dingin. İçindeki tanrıyı ne zaman harekete geçireceğini bil. Çevreyle,
dünyayla, doğayla ve zamanla uyum içinde ol. Faal olacağın bir zaman ve dingin
olman gereken başka bir zaman var. Kedileri örnek al.
-
Dışarıdan gelenlere değil, kendi ürettiğin düşüncelere bakmalısın. Çünkü her
zaman ve her koşulda belirleyici olan dış değil, içtir.
-
Metafiziği algılamak ve idrak etmek: algılayabildiğin derecede enerji
kazanırsın. Öte dünyaları görmeye başlamak, oradaki enerji barındıran özel
eşyaları, varlıkları görmek, dokunmak, enerji kazanmaktır. Çünkü algıladığın
şey sende yaşam kazanır. Algılayamadığın şey senden uzaklaşır, ayrılır ve ölür.
- Bütün
bunlar için saf bir niyet gerekir. Çünkü insanın niyeti saf değilse,
biriktirdiği enerji onu da öldürür. Bu, tıpkı çok parası olan bir alkoliğin
kendini tüketmesine benzer.
-
Gülmek, tüm olumsuz kalıpları kırar.
-
Gerekli temel vasıflar: Erdem, hizmet sevgisi, saflık, dürüstlük, adalet,
sabır, soğukkanlılık, dinginlik, cesaret, güven, hakikate yönelmek. Tüm bunlar,
Logos’un şu önemli üç vasfının dünyadaki yüzüdür: Bilgelik, İrade, Sevgi
-
Tesir mekanizması: Üzüm üzüme baka baka kararır kuralından yola çıkarak,
bulunduğun alanı ve tesir yayan kişi ve objeleri seçmelisin. Uygun bir alan
veya kişi bulamıyorsan kitaplardan istifade edebilirsin.
Seminer notlarından...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder