Bu hikaye, 85 yaşındaki Manisalı Süzan nineyle yapılan röportajdan alınmadır. Olay Manisa'da vuku bulmuştur.
-Ben yeni
evlendiğim zaman, bir arkadaşımız vardı, o anlatıyordu. Birilerinin çocuğu
hastaymış. Hasta ama hiç öyle eli ayağı tutmuyormuş. Öyle yatakta yatıyormuş.
Bilmiyorum hangi şehirde, derin bir hoca varmış. Demişler ki "Oraya
götürün bu çocuğu, o çocuğu iyi yapar."
Hocayı
buluyorlar, gidiyorlar, hocayla konuşuyorlar. Hoca diyor ki, akıl baliğ olmamış
bir kız veya erkek çocuğu bulun, getirin, hasta çocuğu da getirin, evvelallah,
Allah'ın izniyle ben sizin çocuğunuzu iyi yaparım diyor.
İşte bu
arkadaş, o zamanlar daha 9 yaşındaymış. Annesinden izin istemişler, çocuğu
almışlar gitmişler.
-İsmi neydi
onun?
-Saadet.
Almışlar gitmişler. Orada hoca demiş ki işte mesela 10 kilo buğday, 10 kilo
nohut, 10 kilo fasulye, şu kadar yağ, şu kadar soğan, şu kadar salça artık her
neyse yemek yapacak, onları alın gelin. Gidiyorlar alıyorlar getiriyorlar,
hocanın hanımı oturuyor o yemekleri pişiriyor. Alıyorlar bunlar, hoca, o kız çocuğu,
hasta çocuk, üçü beraber bir odanın içerisine...
Hanımı önceden
sofrayı kuruyor, hazırlıyor. Yemekleri koyuyor tabaklara. Kaşığını çatalını her
şeyi hazırlıyor oraya. Bunlar kilitliyorlar kapıyı, içeriden, hoca, hasta
çocuk, bir de o kız, üçü.
Orada hoca
okuyor, okuyor, okuyor... Ama önceden diyor ki kıza "Onlar gelecekler, ben
sana söyleyeceğim, sen onlara söyleyeceksin."
" Üçümüz
beraber girdik içeri." dedi, "Hoca okudu okudu okudu..."
-Ne okuduğunu
hatırlıyor musun?
-Yok onu
bilmiyorum, o da bilmiyor zaten, 9 yaşında bir çocukmuş. "Başladılar"
diyor "Birer birer gelmeye.
-Duvardan mı
çıkıyorlar?
-Duvardan
değil, nereden çıkıyorlar, nereden geldiğini bilmiyorum artık, o kadarını
söylemedi. "Birer birer gelmeye başladılar, şöyle karşımıza oturdular."
diyor. "Söyle bakalım." demiş (Hoca) "O çocuğu, hasta çocuğu kim
aldı?"
Soruyor, şimdi
bir başkanları varmış başlarında, diyor ki "Hanginiz aldı?" Hepsine
teker teker soruyor. Hepsi "Ben almadım, ben almadım, ben almadım.."
"Hiç biri
almamış" diyor şimdi başkan. Kız diyor ki hocaya "Hiç biri almamış,
yok."
"Eğer
çocuğu çıkarmazlarsa meydana, o yemekleri yiyemezler, söyle onlara."
Kız tekrardan
söylüyor "Eğer bu çocuğu çıkaramazsanız meydana kimin değiştirdiğini, siz
bu yemekleri yiyemezsiniz."
Sıkıştırıyor yeniden
başkan bunları. İçlerinde bir tane ayağı sakat birisi varmış. O gelmemiş, ayağı
acıyor diye. "Gidin" demiş "Onu alın gelin."
Gitmişler
almışlar getirmişler onu da.
"Ben
aldım." demiş, o gelen.
"Niye
aldın?"
"Besmelesiz
yatırdı." demiş.
Yani kırkı
çıkmadan çocuğu besmelesiz yatırmış, yani Bismillahirrahmanirrahim demeden
yatırmış. "Ben de, benim çocuğum hastaydı, onunla değiştirdim."
demiş.
"Çabuk
git, o çocuğu getir gel, sen kendi çocuğunu al." demiş, yani o sakat
çocuğu, orta yerde yatıyor odanın içerisinde.
Gidiyor, çocuğu
getirip geliyor. 18 yaşında civan gibi delikanlı. Getiriyor onu, kendi hasta
çocuğunu kucağına alıyor.
Kız diyor ki
"Çocuğu getirdi geldi, hasta çocuğu da kucağına aldı."
Hasta çocuk
orta yerde yatıyor ama hoca görmüyor. Tabii kız görüyor. "Kucağına aldı
hasta çocuğu." diyor.
"Haydi
otursunlar yemeklerini yesinler." diyor (Hoca).
"Aman bir
oturuverdiler sofranın başına, o kadar yemeğin hepsini de yediler." diyor.
"Ondan
sonra tekrar okudu okudu, bunlar dağıldılar." diyor.
Sapasağlam
civan gibi delikanlıyı aldıklarını söylüyor.
"Okutmuşlar
da." diyor, doktor yapmışlar, "O çocuk şifalı bir insan oldu gitti
dünyadan." diyor...
"Ama şimdi
şaşıyorum." diyor, "Annemde de babamda da ne akıl ne fikir, 9
yaşındaki bir çocuk bunları görürse acaba aklını oynatır mı, bir şey olur mu,
hiç dememişler mi?" diyor.
Röportaj Asım Eray Taylan
Röportaj Asım Eray Taylan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder