3 Ocak 2018 Çarşamba

Bamyan Budaları


Afganistan'ın Bamyan vadisinde binlerce yıl ayakta durduktan sonra put oldukları gerekçesiyle Taliban tarafından yok edilen heykelleri içimiz sızlamadan hatırlayabilir miyiz? Bu heykeller gerçekten putları mı anlatmaktaydı yoksa gizli bir öğretinin izlerini mi taşımaktaydı? Günümüzde avamın mışıl mışıl uyumasını engelleyecek tüm batıni doktrinlerin izleri gibi, bu evrensel eserler de yıkıma uğratıldı, geriye sadece kaideleri kaldı. Cehaletin en çarpıcı özelliklerinden biri agresifliğidir ve ülkemiz de bundan nasibini almıştır maalesef..
Bamyan Budaları olarak bilinen iki dev anıt, Kabil'in 230 km kuzeybatısında, aynı ismi alan vadide bulunan sarp kayalıklara oyularak yapılmış ve resmi kaynaklara göre yapımı 6. yüzyılda tamamlanmıştır.
Heykeller doğrudan kayada oyulurken detayları kil ve saman karışımından imal edilip horosan harcı ile kaplanmıştır. Uzun zaman önce düşen kaplama, heykellerin yüz ifadelerini, elleri ve togaların kıvrımlarını güçlendirmek maksadıyla renklendirilmiştir. İki heykelden büyük olanı kırmızıyken diğeri çok renklidir. Yüzlerin üst kısmının büyük ahşap maske veya dökümden meydana geldiği sanılmaktadır. Heykel resimlerinde görünen sıralı delikler, horosan kaplamayı sabit tutmak için çakılan kazıkların yerlerini göstermektedir.
Heykellerin neyi tasvir ettiği ile ilgili çok çeşitli varsayımlar bulunmaktadır. Bazı araştırmacılar, bunların dini kitaplarda geçen Nefilimlere, devlere, uzaylı atalara, hatta Anunnakilere ait olduğunu savunurlar. Bir kısmı ise teozofik kaynaklarını referans göstererek bunların iki değil toplam beş adet olduğunu ve dünyada yaşayan beş büyük insan ırkını temsil ettiğini açıklarlar. Annie Besant ve Nikolas Roerich de aynı görüşü savunurlardı. Buna göre gittikçe boyları kısalan beş ana ırk mevcuttu ve sonuncusu da bizim modern insanımızdı. Roerich'in "Yedi Büyük Kozmik Sır" isimli kitabından bir alıntıyla devam edelim:
"Orta Asya’da, Afganistan’da Kabul ile Bal’ın yolunun ortasında Bamyan adında bir şehir vardır. Şehrin yakınlarında beş devasa heykel dikilidir. En büyüğü 52 metre uzunluktadır. İkincisi de tıpkı ilki gibi kayaya oyulmuştur ve 36 metre boyundadır. Üçüncü heykel sadece 18 metredir, diğer ikisi daha da kısadır ve sonuncusu günümüzün orta boylu insanından sadece biraz daha uzundur. Bu heykellerden en büyüğü, togaya benzer bir şeyle giyimlidir.

            Bu beş figür, kıtalarının batışından sonra Orta Asya dağlarının doruklarını kendine mesken eden Dördüncü Irk’ın inisiyelerinin eseridir. Söz konusu heykeller ırkların aşamalı gelişiminin tasvirlerini sunmuşlardır. En büyükleri, Birinci Irk’ın eterik bedenini taşa kazımıştır. 36 metrelik ikinci heykel “Terden doğanları” simgeleştirmiştir. 18 metrelik üçüncü heykel, anne ve babadan doğan ilk fiziksel ırkı şekillendirmiş olan “düşmüş ırkı” tasvir etmiştir ve onun son torunları Paskalya adasındaki dikili heykellerdir. Lemurya sularla kaplandığında onlar 6 ile 7.5 metre boyundaymışlar. Dördüncü Irk daha da küçük ölçülere sahip olmakla birlikte sıranın son heykeliyle temsil edilen günümüzün Beşinci Irk’ına kıyasla yine de uzun sayılmaktadır."
Ezoterik araştırmacılaırn çok iyi bildiği gibi, çok çok eskiden okült bilgiler uyanmaya hazır insana zihinsel çağrışımlar yaratacak şekildeki heykeller, tapınaklar, özel anıtlar ve mimari detaylar olarak verilirdi. Yerkürenin her bir yerinde duymak isteyen insana gizli dili ile konuşmayı sürdüren sürüyle dikili taş, piramit vb. eserler mevcuttur ve simgeciliğin en önemli ayağını oluşturmaktadır. İnsanın farklı beden katmanlarından meydana gelen mükemmel bir dizayna sahip olduğunu bildiğim için Bamyan heykelleri bana işte bu dilden konuşmaktadır. Geriye hangi heykelin insanın hangi beden-bilincine karşılık geldiğini bulmak kalmıştır ve bana kalırsa herkes kendi içinde bu cevaba zaten sahiptir..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder