15 Aralık 2020 Salı

 


GERÇEK KABALA'NIN ANAHTARI

Giriş

 

Hermetik İnisiyasyona dair üçüncü kitabıma Gerçek Kabala'nın Anahtarı adını verdim ve kesin bir şekilde söyleyecek olursak bu isim, Kelam’ın Bilgisi’ne dair bir teolojiye dayanır. Teurji ile uğraşırken kişi, her halükarda majik bir gelişme yaşamış olmalıdır; yani, en azından Hermetik İnisiyasyon’a dair ilk ciltte tanımlanan uygulamalarda tamamen ustalaşmak gereklidir. İlk iki eserim gibi bu kitap da iki bölümden oluşuyor. İlk bölüm olan teoride, okuyucuyu Kabala'nın oldukça zor olan kavrayışına hazırlarken, ikinci kısımda gerçek uygulamalara yer verdim.

 

Hermetik literatürde kavranması çok zor bir konu olan Kabala hakkında çok şey yazıldı, ancak pratikte tüm bunların içinde ancak çok azı kullanılabilir şeylerdir. Neredeyse her zaman Kabala ile uğraşan kişinin İbranice'ye hakim olması gerektiği, bu olmadan Kabala'yı incelemenin imkansız olduğu iddia edilmektedir. Akademik Kabala, çoğu kitapta, genellikle İbranice kökenlidir ve bunun, araştırmacıya, kabalistik erdemlerden oluşan bir yaşam felsefesini aktardığı söylenir. Ancak gerçek Kabala'nın uygulamasını ve kullanımını gösteren kitap sayısı oldukça sınırlıdır. Birkaç Yahudi din adamının (haham) Kabala hakkında bir miktar bilgisi vardı, ama muhtemelen ortodoks düşüncelerinden dolayı bunu gizli tuttular ve bu nedenle kabalistik uygulamaların en basit parçaları bile halk tarafından hiç bir zaman bilinmedi.

 

Kabalacıların yaptıkları birçok açıklama, konuya ciddi bir ilgi gösteren öğrenciye, uygulama için gerçek ipuçlarına dair hiçbir şey söylemediği gibi, herhangi bir teorik ayrıntı bile sunmaz. Sadece en fazla mikro ve makro kozmosun felsefi bir temsilini sağlar. Kabala öğrencisi bunlardan, Kabalist yaşam felsefesi hakkında hiçbir fikir edinemez, çünkü bir yandan bu fikirler karmaşası arasından yolunu bile doğru dürüst göremezken, diğer yandan farklı kitaplarda gördüğü çelişkili ifadeler nedeniyle kendisini daha da büyük bir karanlığın içinde bulur.

 

Elinizdeki kitap, gayretli bir Kabala öğrencisinin kendisinin de açıkça göreceği gibi, teorinin yanı sıra uygulamayı da içeriyor. Bilginin tümünü,  yani bütün kapsamıyla Kabala'yı tek bir kitapta anlatmak, elbette, sadece teknik nedenlerle bile imkansızdır. Ancak bu harika ilmin incilerini son derece güzel bir zincir halinde birbirine bağlamak için fazlasıyla çaba harcadım. Bunu yaparken de doğal olarak mikro ve makro kozmosa atıf yapan analojilerin kanunlarını dikkate aldım, çünkü Kabala'nın bütünü, arada herhangi bir boşluk olmadan anlatılacaksa, bu başka türlü yapılamazdı. Şimdiye kadar Kabala'da yaygın olarak kullanılan sayısız İbranice terimden mümkün olduğunca az yararlandım ve bunun yerine herkes tarafından kolayca anlaşılabilen terimleri tercih ettim. Her halükarda, kitabımı inceleyen okuyucu oldukça farklı bir fikir, yani Pratik Kabala'ya dair doğru fikri alacaktır.

 

İlkel insanlar, hangi ırka ait olurlarsa olsunlar ve dünyamızın hangi kısmında yaşarlarsa yaşasınlar, hepsi de kendi dinlerine, yani Tanrı kavramlarına ve sonuç olarak da bir çeşit teolojiye sahiptirler. Bu teolojilerin her biri iki kısma ayrılmıştır: ekzoterik ve ezoterik kısımlar. Tanrı'nın halka aşikar olan ekzoterik bilgisi bir yandadır, diğer yanda ise ezoterik bilgi yer alır ve bu, inisiyelerin ve yüksek rahiplerin teolojisidir. Ekzoterik bilgi hiçbir zaman gerçek bir majiyi veya Kabala’yı içermemiştir. Bu yüzden de ilkel halkların inisiyeleri sadece majisyenler ve Kabalistler olabilmiştir.

 

Çok eski zamanlardan bu yana bu bilgeliği kesinlikle gizli tutmak en kutsal emir olmuştur; ilk olarak otoriteyi korumak için; ikincisi, insanlar üzerindeki gücü kaybetmemek ve üçüncü olarak da herhangi bir suistimali önlemek için. Bu gelenek günümüze kadar devam edegelmiştir ve benim kitabım da okuyucuma tam bir bilgi aktarıyor olmasına rağmen onu sadece bilgilendirebilecektir, ona asla bilgelik vermeyecektir. Bilgeliği ancak dürüst pratik çalışmalarla kazanmak için kendisi çabalamak zorundadır. Ve ulaşabildiği bilgelik aşaması da yine kişinin kendi olgunluğuna ve kişisel gelişimine bağlı olacaktır. Kitabım en yüksek bilgeliği sadece gerçekten olgun, yani inisiye olanlar için erişilebilir hale getirecek, böylece en yüksek gerçekleri ve sırları yayınlıyor olamamıza rağmen, eğitimli kişi ile bilge kişi arasında yine büyük bir boşluk bırakarak, sessizlik emrini ihlal etmemiş olacaktır. Bilgelik, eğitimli kişi için daima gizli kalacaktır; yalnızca tamamen inisiye olana sunulacaktır.

 

Kabala ilmi, yani Theurgy çok eskidir ve önce Doğu'dan yükselmiştir. Tarihin şafağının bilgeleri, en büyük sırları evrensel dilde, yani mecazi dil ile ortaya koydular. Bunları antik insanların, Mısırlıların ve diğerlerinin hiyerogliflerinde görüyoruz. Antik bilgeler, bilgeliklerini mecazi dilde, yani sembolik bir tarzda aktarabilmişlerdi. Bu bilgeliğin benimsenmesi o zamanlarda, söz konusu bilgenin olgunluk aşamasına bağlıydı. Bütün oryantal bilgelik, sadece sembolik dilde ortaya konmuştur. Bu bilgelik olgunlaşmamış olanlar için, diğer bir deyişle bir ustanın, bir gurunun rehberliğinde bireyselliğini geliştirerek gerekli olgunluk durumuna ulaşmamış olan kişiler için her daim bir sır olarak kalmıştır. Bu nedenle bugüne kadar tüm gerçek inisiyasyon kitaplarında, kişisel bir gurunun inisiyasyonu olmadan bunun sadece imkansız değil, hatta tehlikeli olduğu yazar ve bu konuda hepsi birbirleriyle aynı fikirdedir. Bir usta, öğrencisine sembolik, yani mecazi dili öğretirdi ve zamanla gerçek inisiye, yazıların sembolik anlamlarını ustasına aşama aşama açıklamak zorundaydı. Öğrenci kısa süre sonra efendisinin diline alışır ve kendisi de öğrendiklerini yine ancak bu sembolik dille aktarabilirdi.

 

Böylece, bu kutsal ilim bir kişiden diğerine, günümüze kadar sadece gelenekle aktarılmıştır. Bir ustanın öğrencisine yapacağı herhangi bir açıklama ona ilhamla iletilirdi, böylece öğrenci ustasının ona ne söylemek istediğini ani bir kavrayışla anlardı. Bu aydınlanmaya, yani inisiyasyona Doğu'da bir dizi isim verilmiştir; örneğin "abhisheka", "angkhur", vb. Bir usta iyice hazırlanmamış ya da olgunlaşmamış bir öğrenciye bilgeliğin gerçek sırlarını asla ifşa etmezdi. Kuşkusuz, en yüksek bilgelik hakkındaki bazı yazıları günümüze kadar ulaşan majisyenler ve Kabalistler de vardı. Ancak, daha önce de belirtildiği gibi, en yüksek bilgeliklerin hepsi de sembolik dilde ortaya konulmuştur ve eğer şans eseri, olgunlaşmamış bir kişinin ellerine geçtiyse bile, bunu kavraması mümkün olamamıştır. Bununla birlikte, bazen olgunlaşmamış bir insanın bu bilgelikleri kendi bakış açısıyla açıklamaya çalıştığı da görülür. Fakat böyle bir açıklamanın herhangi bir gerçek yorumdan çok uzak olduğunu söylemeye bile gerek yok. Doğu'nun inisiyelerinin geride bıraktıkları bazı yazılara erişmeyi başaran çoğu yazar her zaman aynı hatayı yaptı ve bu yazıları kelime anlamlarıyla yorumlayarak aklın diline tercüme etti. Genellikle bir sırrın veya uygulamanın sembollerini doğru bir şekilde yorumlayacak kadar olgunlaşmış olmadıkları ve gerekli eğitimden ve mecazi ya da kozmik dile dair gerçek kavrayıştan yoksun oldukları için, hermetizmde çok sayıda hataya neden oldular. Bugün uygar dillerde kaç tane absürt uygulamanın yayınlandığını hayal bile edemezsiniz.

 

Ben bu kitabımda sembolik dili aklın diline dönüştürdüm ve böylece gerçek hermetizme, Kabala'ya, yani kelamın gizemine, inisiyenin güvenli bir şekilde ilerleyebileceği bir yol açmayı başardım.

 

 

Franz Bardon

"Gerçek Kabala'nın Anahtarı"

Mavi Kalem Yayınevi

https://www.mavikalemyayinevi.com/gercek-kabalanin-anahtari