Rüyalar



Rüyaları normal dünyevi rüya ile metafizik rüya olarak iki ana gruba ayırmak istiyorum. Herkesin gördüğü bilinçdışı kaynaklı normal fizik rüyalar ile fizikötesi unsurlar taşıyan metafizik rüyalar…

İlk grupta yorum, çözüm, uyarı düşlerini, telafi düşlerini, kendinle veya bir sorunla yüzleşme düşlerini, tuzak düşlerini, ruhsal büyüme (erginlik) düşlerini sayabiliriz. Yorum, çözüm ve tuzak düşleri bazen metafizik karakter de taşıyabilmektedir. Başka bir deyişle bir sorunun çözümünü rüyada görmek, bir mesele hakkında yorum getirmek ve bir konuda yanıltmak, kendi bilinçdışı faaliyetimizin sonucu olabileceği gibi, fizikötesinin marifeti de olabilir. Burada bir cümleyle tuzak düşlerini anmak istiyorum. Bazen rüyamızda mahva giden yol görünürken, biz onu yürümemiz gereken yol olarak algılayıp, ona sapma hatasına düşeriz. Sonrasında bizleri zarara uğratan rüya yolunu halk dilinde, “şeytani” olarak addederiz. Oysa bu düş şeytan veya herhangi negatif bir varlığın ürünü değildir. Telafi düşleri, gerçek hayatta yapamadığımız bazı şeylerin, bitirilmeyen işlerin, çok istenip de gerçekleşmeyen arzuların, yarım kalmış, uhde kalmış meselelerin rüya kanalıyla tamamlandığı senaryolardır. Bunlar psişeyi rahatlatma gayesi güder. Erotik düşler, bu sınıfa dâhildir. Cinsel rüyaların yanı sıra fakir bir insanın kendini zengin görmesi, başarısızın başarılı görmesi, açın tok görmesi yine telafi rüyaları arasındaki en yaygın temalardır. 

Ruhsal büyüme etapları da önemli düşler arasındadır. Bu rüyalardaki sembolizm genellikle tüm insanlar için ortaktır. Self denilen insanın en derinindeki ruhsal özün yaratımı olan ruhsal büyüme düşlerine örnek, kahramanlık düşlerini verebiliriz. Yorum ve çözüm düşleri hayatımızı kolaylaştırma gayesini güderler. Uzun zamandır üstünde uğraştığımız bir problemin çözümünü rüyamızda görebiliriz. Farkında olmasak da bilinçdışı bu problemin çözümüne eğilir, sonuca ulaştığı takdirde onu rüya kanalıyla gösterir. Bazen çözüm direkt olarak fizikötesi kaynaklı olabilir. Rehberler, üstatlar, varlıklar bazen önemli meselelerde yardım elini uzatırlar. Bilim insanlarının bu tarz düşleri sıklıkla gördükleri bilinen bir gerçektir. Mendeleyev’in Periyodik Tablo’yu buluşu, Ton von Newman’ın bilgisayarın temelini atan buluşu yapması, Norbert Weiner’in radarı icat etmesi, Nicola Tesla’nın bazı buluşları, Kekula’nın benzenin altıgen yapısını bulması, çözüm düşlerine örnek olarak gösterilebilir. Yine yazar, müzisyen, şair, ressam gibi sanatçıların sıklıkla ilham edildikleri yer, rüyalardır. İlham, çoğunlukla metafizikten gelse de, bir kısım ilham düşlerinin bilinçdışı kaynaklı, arkaik ve/veya kolektif zekâ ürünü olduğunu söyleyebiliriz. Metafizik düşlere gelirsek, bunların belli başlı türleri, lucid, astral, haberci düşler, müdahale düşleri, şifa düşleri, varlık düşleridir. Şifa düşleri ve tanı düşleri, kendi veya başkasının sağlık sorununu gördüğümüz ve enerji yoluyla rüyada şifa verdiğimiz düşlerdir. Bizlere veya yakınlarımıza yönelmiş olan negatif enerji ataklarını şifa düşleriyle savuştururuz. Düş, bazen bedenimizde olan bir eksiği veya problemi göstererek dikkatimizi o yöne doğru çeker. Bazen ise tedavi yolunu gösterir. Düş özellikle aile bağlarıyla bağlı olduğumuz kişilere yaklaşmakta olan önemli hastalıkları haber verip, çözüm önerebilir veya önlem almanızı isteyebilir. Benim hayatımda şifa ve tanı düşlerinin yeri bir hayli fazladır. Son dönemde demir ve mineral eksikliği gibi kimyasal tanıları, kan basıncındaki anomaliler, virüs gibi yabancı tesirleri çok net ve açık bir sembolizm kullanarak gösterir oldular. Hatırlayacak olursak, Uyuyan Kâhin lakaplı Amerikalı mistik Edgar Cayce de kendi rahatsızlığının çözüm yolunu rüyada bulmuştu. 

Rüyada bilincin fiziksel dünyanın sınırlamalarından özgürleşmesi ile birlikte kişilere veya toplumsal olaylara enerjisel müdahaleler yapabiliyoruz. Bu düşlere müdahale düşleri adını veriyorum. Bu tarz düşleri görebilmek için, enerji düzeyimizin belli bir seviyenin üzerinde olması gerekir. Doğal felaketlerde, kaza, çatışma, sel, deprem, kaçırma gibi olaylarda enerji bedenimiz kazazedelerin yardımına koşar. Bu bizim bilinçli irademiz dışında gelişen bir olaydır. Sistem, enerjisi yüksek insanları bu tür olağandışı yardım gereken durumlarda kullanmaktan çekinmez. Genellikle yapıp ettiklerimizi rüyada sembolik olarak görünce anlarız. Örneğin dünyanın herhangi bir yerinde çıkan bir selin tahliye operasyonlarına enerjimizle katılabilir, yangında bir binada mahsur kalmış insanları kurtarmak üzere orada olabiliriz. Bu müdahalelerin çok küçük çaplıları bireysel bazda da, ayrı fertler üzerinde yapılabilmektedir. Müdahale düşlerinde, Sistem’in enerji gerekliklerini ve açıklarını, bir enerji birimi olarak kapatıyoruz. En merak edilen metafizik düş çeşidi, haberci düşlerdir şüphesiz. Gelecek zamanda neler olacağı konusu hemen herkesin ilgisini çeker. Haberci düşler yine kaynağı bakımından ikiye ayrılarak, varlık, rehber, Sistem kaynaklı ve de bilinçdışı çözüm kaynaklı olarak gruplanırlar. 

Haberci düşler zamanın ilerisinden, gerisinden, bu dünyadan, başka dünyalardan veri getirebilirler. Değişen ve değişmeyen, yani kesin ve seçenekli olarak da kendi içlerinde türlere ayrılırlar. Haberci rüyalar konusunu çok geniş olarak bu kitabın öncüsü olan Görüş Dışı’nda işlemiştik. Daha fazla bilgi için bu kaynağa başvurabilirsiniz. Metafizik rüyalar ile fizikötesi mekân ve varlıkları görme şansı elde ederiz. Bu tür rüyalar lucid, astral rüya, boyut rüyaları, tasavvuftaki tabirle tayyi mekân gezileri rüyalarıdır.

Rüya ve Yorumu: Ruhsal bütünlüğünün parçalanmasını gösteren bir rüya dizisi özetle aşağıdaki mektupta.

“16 yaşındayken 3 defa 2–3 ay aralıkla gördüğüm bir rüya bu. Rüyamda gece gökyüzüne bakıyorum. Ay yavaş yavaş alçalarak bizim balkonumuza düşüyor ve ikiye ayrılıyor. Ama tam olarak bölünmüyor ve dumanlar çıkararak sönüyor. Bir futbol topu kadar büyüklükte, tıpkı şu an gördüğümüz ebatta. Bu rüyayı 3 kez gördüm ve duygusal olarak çok etkiledi beni… Bir daha da görmedim.”

Kişinin o dönemde yaşadıklarınıza bakmak lazım. Self bütünlüğünün bölünmesi bu kadar güzel sembolize edilemezdi. Daire, oval şekil alabilen her şey selfi çağrıştırır. Bu rüyalarda onun ay şeklini aldığını görüyoruz. Hiçbir sembol tesadüf eseri üretilmez, dolayısıyla Ay’ın self olarak seçilmesinin de sebeplerini bulabiliriz. Rüyayı gören bayan olduğu için, dişil sembol olan Ay’ı seçmesi daha olası. Diğer sebep, bu gök cisminin iç yaşamı, bilinçdışı yaşamı, mistisizm ve ruhsal derinlikleri temsil ediyor olması. Kadın, majikal güç, psişik güç, sezgi, iç dünya deyince, bunların hepsi gecenin getirdikleri ve dolayısıyla Ay ile yakındır. Ayrıca Ay, kadının menstrüel döngüsüyle de ilgilidir ve öyle olması onun ruhsal güçleriyle de bağlantılıdır. Böylece Ay’ın bölünmesi sadece selfin bütünlüğünü bozulması değil, kadına ait gizemli güçlerin de zarar görmesi demektir.

Rüya ve Yorumu:

Rüyaları incelemek üzere niyet edip, bir psikanalist, yorumcu veya üstat ile tanıştığınızda, bilinçdışı içeriği tetiklenip, yoğun açılımlar olmaya başlar. Rüya sahibinin karşısındaki kişi, bir tür gözlemci olarak, bilinçdışının zihne akışını başlatır veya hızlandırır. Tıpkı gözlemcinin bir parçacığın dalga fonksiyonunu çökertip onun oluşumunu, yani kararlılığını sağlaması gibidir. Zihin ve ruh da gözlemlenmeye başladığında, kararlı olmaya başlar. Yani kendini gösterir – bilince akar. Yoksa o bilinçdışıdır ve doğal olarak bilinmezdir. Bu yüzden rüyaları gözlemlemek, yazmak, yorumlamak çok önemlidir. İlgilendikçe daha fazlası gelir. Elbette bunda rüya gözlemcisinin yeteneği ve enerji seviyesi de rol oynar. Rüya açılım sürecinde rüya yorumcusunun enerjisel destek sağlaması, açılımda hız ve kalite kazandıracaktır.


“Dün sizinle deprem tahminleri grubunda deprem üzerine konuşmuştuk. Gece 2 gibi, bir patlama sesinin ardından 2 saniyelik şiddetli bir sarsıntı oldu. 20 km yakınımızda Ascoli’de 4 şiddetinde deprem olmuş. Bana depremin şiddeti 6 üstü gibi geldi. Bu duygularla yatınca çok net bir rüya gördüm. Yazılım karakterlerine benzer görüntüler – kodlardı bunlar. Açık, yüksekçe olan yeşil bir alandayım. Gökten L şeklinde üçlü kombinasyonda olan kareler yağıyor. Hepsinin içlerinde 3 harf var – V, O ve B ama yüzlerce. Çok açık ve net. İçimden ‘keşke bunlar sayı olsaydı, loto oynardım’ diye düşünüyorum. O anda bile rüya içinde olduğumu biliyorum. Notunuzu görünce unutmadan size yazmak istedim. Sizinle deprem beklediğinizi belirttiğiniz konuşmalardan sonra depremin oluşu çok ilginç geldi bana, ondan yazdım. Daha da ilginç olanını duymak isterseniz… Ben 10 yıldır İtalya’dayım. Bulunduğum yer ufak bir sahil şehri olan Alba Adriatica isminde. Burada hiç deprem olmaz, çünkü fay hattı üzeri değil. Depremle ilgili aramda çözemediğim bir bağ var. Hastalığımın bittiği gün olan 6 Nisan 2009’da gece 5,9 şiddetinde deprem oldu L'Aquila’ da ve yüzlerce insan öldü. Acayip korku yaşamıştım. 2 saat boyunca titremem geçmemişti… Ben o günün sabahı hastalığımın kaybolduğu haberini aldım. Hastanede doktorlar şok içindeydi. Şimdi aynı şekilde depremle ilgilenirken İtalya’daki 2. depremimi yaşadım ve aynı korkuyu hissettim.

Rüyama gelince, yeşil alan sadece otlardan oluşuyordu, çiçek bitki v.s. yoktu. Düz bir çim alan, hafif bombeli bir tepelik gibi ama görüş açısı geniş bu Windows XP’nin masa üstü gibi… Gökyüzü yeni kararmaya başlayan akşamüstü görünümünde, ama gece değil. Koyu mavi gökte az yıldız var. Gökyüzünden düşen şekiller yağmur gibi değil, kar gibi yağıyor. Yani yavaşça salınarak düşüyorlar. Hiç ses yok. Şekiller şeffaf, karelerin içinden gökyüzünü görüyorum, harfler onların tam ortalarında. L şeklini Tetris’in üçlü bloğu gibi düşünün - üstte bir kare onun altında bir kare ve sağ /sol da bir kare daha “V”ler hep en üstte sonra “O” yanlarda hep “B” harfi. Karelerin konturları ve harfler siyah. Bakarken rüya olduğunu biliyorum sanki çünkü ‘hepsi harf, keşke sayı olsalardı’ diye düşünüyorum.”

Bayan depremin enerji inişine tanık olmuş. Deprem öncesi başlayan akış, depremden sonra da belli bir süre devam etmiş. Enerjinin aynı zamanda bilgi taşıdığını en güzel gösteren rüya sembolizmlerinden birine tanığız. Şeffaf 3’lü dizilimlerin içerisinde harfler var. Harflerin bir anlamı olmalı tabii ama şimdilik bilemiyoruz. Bu rüyanın herhangi bir rüya yorumu ile çözümlenmesi mümkün değil, çünkü direkt olarak enerjinin manevi boyuttan fiziki boyuta inişini gösteriyor. Bayan harf karakterlerini belki çözemedi, ama depremi gördü. Bir ihtimal daha var. Depremi yaratan enerjinin kendi bedeninden geçmiş olması. Yani bayanın kanal olması. Fakat zihin henüz onu daha net bir duyuma çevirmeyi başaramıyor. Ve dolayısıyla harf şeklinde görüyor. Zamanla bunu da başarabileceğini düşünüyorum, çünkü hassasiyeti yüksek bir kişi. Ve o zaman, henüz enerji inişinin ilk aşamasında – deprem öncesinde - ona ait çok net görüntülere kavuşabilir. Harf ve şekiller, olacağa ait görüntü ve hisse döner.

Rüyalarla İletilen Sırlar: Atalar Adına Özür Dileme

Siz de gördüğünüz rüyalar için danışmanlık isterseniz bize ulaşabilirsiniz.

5 yorum:

  1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. Merhaba Renan Hanım,dün rüyamda sizi gördüm.Aklımda kalanları sizinle paylaşmak istedim.Anlatıyorum...Ben ortaokuldaydım ama çocuk değildim,siz de öğretmendiniz ama branşınızı bilmiyorum.Dersimize de girmiyordunuz sadece sizinle tenefüste karşılaştığımı hatırlıyorum.Ders zili çaldı,arkadaşlarımla derse girecekken koridorda sizi görüyorum ve yanınıza gidiyorum.Bu arada yaşadıklarımın rüya olduğunun farkında değilim,gerçek hissettiriyor ama Algı Kapıları’nın yazarı olduğunuzu biliyorum.Size ne sormak istediğimi hatırlayamıyorum o an ve neden yanınıza gitmek istediğimi de hatırlamıyorum.İçimden geliyor sanırım.Neyse,arkadaşlarım ve tüm okul derse giriyor.Bir arkadaşım bana bir şey diyordu sanırım git konuş diyordu ama hatırlamıyorum.Neyse,sizi koridorda buluyorum.Size bir şey söylüyorum,siz biraz mesafeli duruyorsunuz yani benden hoşlanmadığınızı bile düşünüyorum çünkü çok mesafelisiniz ama lafımı bitirdikten sonra burada konuşmayalım diyorsunuz bana ve beni öğretmenler odasına götürüyorsunuz.Biz odaya girince odadaki öğretmenler çıkıyor,bir tanesi hariç.O uzaktan bizi kesiyor.Hatta biraz endişeleniyorum bana dönüp “ders vakti burada ne işin var” diyecek diye.Ama bir şey demiyor,bende yanımda siz olduğunuz için laf etmediğini düşünüyorum.Neyse,köşeye oturuyoruz.Bu arada binanın dış tarafı gören yeri camdan.Sanki ortaokulda değilmişim de lisedeymişim gibi hissediyorum çünkü benim okuduğum lise kadiköy moda’da deniz manzaralı bir okul ve öğretmenler odası da deniz manzaralı.siz karşıma oturuyorsunuz,bende deniz manzarasını görebileceğim şekilde oturuyorum.daha sonra siz bir şeyler anlatıyorsunuz,bende bir şeyler anlatıyorum ama inanın ne anlattığınızı da ne anlattığımı da bilmiyorum.daha sonra ilk anda fark edemediğim şeyi fark ediyorum,yanıbaşımızda televizyon varmış ve televizyonda bir haber kanalı açık.haberlerde yunanistan konuşuluyor.sizin sesinizi o zaman duyuyorum bende,yunanistan türkiye’yi de etkileyecek diyorsunuz.o sırada önümüzde yemek olduğunu fark ediyorum ve yemek yiyormuşuz meğerse.hizmetli geliyor ve önümüzdekileri alıyor,konuşmamıza o da katılıyor “türkiye’yi hiç iyi şeyler beklemiyor hocam” diyor size.klasik türk insanı siyaseti yapıyor gibi görünüyoruz dışardan.daha sonra bizi o uzaktan uzaktan kesen hoca ayağa kalkıyor ve hadi zaten bir dersi kaçırdın diyor bana ve tam o sırada zil çalıyor.bende size dönüp artık gitmem lazım diyorum ama siz tek kelime bile etmiyorsunuz.bu arada hatırlarsanız bana sizinle konuşmam konusunda beni teşvik eden arkadaşım geliyor odaya o sırada,”pelin hoca seni yok yazdı ve çok kızgın seni görmek istiyor bende nerede olduğunu söylemedim ama seni arıyorlar” diyor.odadan çıkarken sanki bodrum katından yukarı çıkıyormuşuz gibi hissediyorum.ama koridora geçerken ortaokulda olduğumu tekrardan fark ediyorum.rüyamda hissettiklerim şöyleydi,aslında sizinle olmamam gerekiyormuş gibi hissediyorum ama hata yaptığımı da düşünmüyordum.hatta heyecanlı ve meraklı hissediyorum.ama yaptığımı insanlar ve çevrem bilse,dersi ekip başka bir hocayla muhabbet ettiğimi bilseler beni yargılarlarmış gibi bir duygu durumu içindeydim.
    sizinle paylaşmak istedim sadece.

    YanıtlaSil
  3. Sevgiler Renan Hanim.19 kasımı 20 kasıma bağlayan gece rüyamda, icinde sizinde olduğunuz bir grupla bir yere gittik.Dönüşte ben, siz, bir bayan e erkekle eve geldik.Masa başında sohbet ettik.O bay ve bayan röportaj yapar gibi havadaydi sizle.Bir kitaptan bahsediyorlardı.Siz yazmışsınız.Diyorumki ben de o kitaptan niye haberim yok.Yanimda var sana imzalarim dediniz.Sonra kitabi çıkardınız veysel karani yaziyordu uzerinde.imza atarken bakiyorum ,kapağı açıp ilk sayfaya birseyler yazdinz kisaca. birşeyler çizmeye başladınız.Çizim, bir ağaçti.Yaşam ağacı bu diye şaşırdım. veysel karani diye imzaladiniz dedim neden kendi adınız degil.Böyle olacak dediniz.Hayırlı şanstır insallah.Yorumunuz cok değerli benim için🙏❤. Demet Ç.

    YanıtlaSil
  4. Renan hocam merhaba size ve kitaplarınızı hocam selvi sever aracılığıyla ulaştım. Reiki eğitimi aldım ve bir çok konuda açılım yaşadım ama benim için en önemlisi rüyalar bu zama kadar gördüğüm hep haberci rüyalardı die düşünüyorken hiper küp kitabınızı okuyorum ve aslında ben bilinçsiz astral yaptığımı farkettim. Dün gece yine hiperkupten birkaç sayfa okudum başka insanların gorulerine ortak olabilecegimizi her rüyanın bize ait olmayacağını da öğrenmiş oldum ve bugün sabaha karşı bana ait olmayan başka birinin bilincine ortak olduğumu dusundugum bir astral yaşadım galiba kafam çok karışık. Şuan yaşadığım evde mutfakta kayınvalidem ve eltisi yemek yapıyorlar karşı duvar şeffaf sokağı görüyorum küçük eltisi küsmüş çocukları almış gidiyor.sonra ben mutfaktan çıkıyor um farklı bir yer tuvalette bir adam (çok güze hareketler bunlar eğlence programı ndaki komedyen çok kısa boylu olan adam ) var bana cinsel organını gösteriyor uzerime idrarını yapıyor ben bağırıyorum snr eski oturmuş olduğumuz evin balkonuna geçiyoruz eli silahlı piskopat insanlar beni oğullarıyla evlendirmek istiyor lar kayınvalidem kayinbabam var kimse bişi yapamıyor ben köşeye sinip polisi arıyorum durumu izah ediyorum polisle konuşurken bana bir kaç defa vurmak girişiminde bulunuyorlar ben kibarca lütfen yapmayın diyorum polis bana kızıyor bukadar kibar olma biraz sert konus diyor. Kızıyorum bana akıl verme gelin. Kurtarın die.snr içeri giriyoruz bianda uzaktaki yengemin öldüğünü onun için yas tutup agladigimizi görüyorum içim acıyor üzüntüden mahvaluyorum.yas evinde birkaç kişi var çünkü kayivalidemlerle babannemlerle yengem küstü diyorum küs olunca kimse gelmemiş daha çok üzülüp ağlıyorum. Ama bu sıkıntı içinde beni hala kayinbabamdan istemeye evlendirmeye çalışıyorlar oğulları biraz zihinsel hasta gibi duruyor.snr benim eşim geliyor çok seviniyorum öpüyorum onu ama içimdeki acılı hüzün geçmiyor korkulu bir şekilde gözlerimi zorla açıyorum.uyaniyorum bir saat boyunca uykuya dalamadim ve bu rüya bana ait değil die düşünüyorum.simdiden yorumlarınız için teşekkürler ederim hocam.astrali daha bilinçli yapmaya calisacagim henüz kitabınızı bitirmedin ama .🤗🙏

    YanıtlaSil
  5. Renan hanım rüyamda herşey altıgenler yada kareler halinde ne ifade eder sizce teşekkür ederim 🌸

    YanıtlaSil