2 Ocak 2014 Perşembe

Mitar Tarabich'in Kehanetleri



1829 yılında,Kremna adında küçük bir sırp köyünde dünyaya gelen Mitar, gelecekle ilgili olaylar görmeye başlar.Rahip Zahari Zaharich(1836-1918), Tarabich'in kehanetlerini, küçük bir bloknota kaydeder. Bulgar ordusunun 1943'te evini yıkmasıyla, yazılar kısmen zarar görür. Şu anda kehanetleri içeren bu tekst, rahip Zaharich'in torunlarından olan Dejena Malenkovicha'nın ailesinde korunuyor. Kehanetlerin büyük bir kısmı, Sırbistan'ın 19.yy'daki politik olayları ile ilgilidir. Biz, yrıntılara girmeden kahinin son dönemi kapsayan ''karanlık kehanetler'' olarak adlandırılan öngörülerinin en önemli kısmını veriyoruz:''İkinci Büyük Savaş sonrası dünya barış ve bolluk içinde yaşamaya başladığı zaman,h er şey acınası bir hayal ve kandırmaca olacak. Çünkü çoğunlukla Tanrı unutalacak ve insanlar sadece beyinlerine tapacaklar... Ve siz; peder, insan zekasının Tanrı hikmetine ve bilgisine kıyasla ne denli küçük olduğunu biliyorsunuz. Denizdeki tek damladan bile azdır..Adamlar, bir kutucuk icad edecekler. İçinde görüntülerle ilgili tertibatlar bulunacak(televizyon). Ama aletler, artık hayatta olmayan benimle irtibata geçemez... Halbuki görüntü cihazları,o hayata saç tellerinin birbirine yakınlığı kadar yakın olacaklar..İnsan bu görüntü cihazları sayesinde dünyada olan biten her olayı izleyebilecek.İnsanlar, yerin derinliklerinde kuyular açacaklar ve altın elde edecekler.(Petrolün diğer bir adı:siyah altındır).Bu altın, onlara ışık, hız ve enerji sağlayacak ve dünya gözyaşı içinde boğulacak; çünkü yüzeyde, derinliklerde olduğundan fazla altın bulunacak. Dünya bu açık yaralardan dolayı zarar görecek. İnsanlar tarlada çalışmak yerine, her yeri kazıyacaklar.Doğru ve yanlış yerleri. Fakat bu güç ve enerji, haberleri olmaksızın çevrelerinde duruyor olacak. Çok sonraları,a sıl enerjiye ulaşabilecekler ve her yeri kazmanın ne kadar aptalca olduğu anlaşılacak.Bu güç, (yenilenebilir enerji) insanoğlunun içinde de var olacak; fakat keşfedilmesi ve kullanıma geçmesi için uzun zaman geçmesi gerekecek. Böylece insan, kendini bilmeden,t anımadan uzun zaman yaşayacak.Bilge adamlar, kendi kitaplarına bakarak, her ilimi bildiklerini ve yapabileceklerini sanarak yanılırlar. İnsanın neye sahip olduğunu anlamanın, kendini bilmenin önündeki en büyük engel bu adamlardır. İnsanlar, bu bilgiye sahip hale geldiklerinde, bilge adamları dinlemenin ne kadar büyük bir yanılgı olduğunu farkedeceklerdir. Bu olay gerçekleştiği zaman, bilginin ve gerçeğin ne kadar basit olduğunu görüp, daha evvel keşfedemedikleri için pişman olacaklardır.Sırbistan'da kadını erkekten ayırt etmek olanaksız hale gelecek. Hemen herkes aynı şeyi giyecek.B u felaket, sınırların ötesinden(Amerika) gelerek,uzun zaman devam edecek. Damatlar kim olduklarını bilmedikleri gelinleri alacaklar.İnsanlar,amaçsızca günlerini geçirirken, kayıp ruhlar gibi olacaklar. Babasının dedesinin kim olduğunu bilmeyen çocuklar doğacak. Her şeyi bildiklerini sanırken, aslında tüm olup bitenden habersiz olacaklar.İnsan, başka gezegenlere gidince cansız çöllerle karşılacak. Ve Tanrı onu affetsin..;Tanrı'dan daha zeki olduğunu sanacak..Orada, Tanrı'nın sonsuz barışı dışında bir şey göremeyecek; fakat kalbinin sezgisiyle onu, bütün güzelliğini ve hikmetini hissedecek. İnsanlar kulelerle(mekik..) Ay'a ve yıldızlara seyahat edecekler. Canlı hayat arayacaklar..;fakat bizimkine benzer bir hayat bulamazlar. O canlı hayat orada olacak; lakin onu göremezler... Canlı hayatın ne olduğunu anlayamazlar. Tanrı'ya inanmadan oraya giden kişi(belki de Amstrong olabilir),döndüğünde şöyle diyecek:''Siz,Tanrı'nın adını şüphe ile ananlar,benim bulunduğum yere gidin ve Tanrı zekasının ve gücünün ne olduğunu görün.İnsanlar,daha çok bilip,daha çok yapabildikçe,o kadar daha az birbirini sevip kollayacaklar.Öyle bir nefret hüküm sürecek ki..,bir takım makineler, insanlara en yakınlarından daha yakın olacak.(bilgisayar..) İnsan, kendi makinesine, en yakın komşusundan daha çok inanacak. Rakamların yer aldığı kitapları okuyup yazanların en çok bilgi sahibi olduğu sanılacak. Bu bilgeler, her şeyi rakamlara bırakacak ve sayılar onlara ne derse onu yapacaklar..Bilgelerin arasında iyiler de kötüler de olacak. Kötüler, kötülük getirecek. Havayı ve suyu mahvedecekler, mavi denizleri zehirleyecekler, insanlar bir takım hastalıklardan ölmeye başlayacak.(nükleer denemeler) İyi olan bilgelerse tüm çabalarının boşa çıktığını farkedince, sayıların yerine kendi içlerine dönecekler; düşünmek için.. Düşündükçe, tanrısal bilgeliğe yakınlaşacaklar. Fakat boşuna... Kötüler, artık tüm dünyayı mahvetmiş olacaklar ve gerçek ölüm gelecek..Acı, korkunç savaş başladığında, göğe uçacak olan savaş toplarına yeni bir cephane geliştirecek olan bilim adamları olacaktır. Bu cephane düştüğü yerde öldürmek yerine baygınlığa sebep olacak.(haarp silahı..?) Bu sihirle askerler uykuya dalacaklar. Böylece bayılanlar savaşmak yerine rüya görecekler; daha sonra bilinçleri geri dönecek.Bu ne zaman olacak? Bilemiyorum..Bana gösterilmiyor...İnsanlar şehirleri terk edip, köylere sığınacaklar. Nefes alabilmek ve su içmek için yeniden dağları ve ormanları arayacaklar. Kaçabilenler kendilerini ve ailelerini kurtarabilir, fakat hepsi değil..ve daimi değil; çünkü korkunç açlık baş gösterecektir.. Köy ve şehirlerde bulunabilen yiyecekler zehirli olacak.. Çok yiyecekler..;fakat doyabilmek için ağızlarını tıkıştıracaklar ve bundan dolayı ölecekler..Bu sıralarda,uzak rus şehirlerinde,Mihalo adında biri duyulacak.Aydın yüzlü ve barışçıl olacak.İnsanlar,onun gökte nasıl yürüdüğüne şaşıracaklar..,o ise ilk manastıra gidip çanları çalacak.Etrafında toplananlara:''Benim kim olduğumu ve de ölmediğimi unuttunuz..Oysa göğe canlı gitmiştim...'' diyecek.....Ve tüm halklar,Mihalo(Mesih..)'nun ardında yürüyecek.Dünya cennet bahçesine dönüşecek..Mihalo her yerde bulunacak ve en çok İstanbul'da..Ta ki tüm insanlar aynı dili konuşup,aynı inancı kabul edene kadar.Sonra memnun bir şekilde göğe dönecek..Savaş sırasında,kaçıp haçlı ormana saklananlar(belki de Mehdi ve yanındakiler..) kurtulacaklar..Sonra bolluk,mutluluk ve sevgi içinde yaşayacaklar..Çünkü,bundan başka savaş olmayacak...''

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder