SAĞ-EL YOLU VE SOL-EL YOLU
Tantra geleneği, iki temel yönteme bölünür: Vama Marga veya Sol El Yolu ile Dakshina Marga – Sağ El Yolu. Çağdaş insan için, iki yol arasındaki ayırım, kadın ile erkek arasındaki cinsel birleşme ritüelinde saklıdır. Her iki yol cinsel çekim duygusu ile çalıştığı halde, birinde fiziksel (cinsel) birleşme, diğerinde mental (ruhsal) birleşme söz konusudur. Maithuna ve o durumda ortaya çıkan ileri gücün kullanımı, Sol El Yolu’nun pratiğidir. Sol El Yolunda cinsellik doğal şekliyle, olduğu gibi yaşanır. Partnerlerin enerjik, ruhsal ve mental iletişimi, cinsel birleşmeyle sonuçlanır. Sağ El Yolu’nda ise kadın ile erkek arasındaki etkileşim sadece mental ve enerji düzeyinde gerçekleşir. Her iki uygulamada hedeflenen kazanım, Kundalini’ni enerjisinin uyarılması ve aktivize edilmesidir. Gerek cinsel birleşme ayinleri ile gerekse mental düzeydeki enerji çalışmalarıyla çiftler bu enerjinin yolunu açmayı gaye edinirler. Peki, Kundalini dediğimiz kuvvet tam olarak nasıl bir şeydir? Daha önceki yazılarda, insanın materyal ve enerjik bedenden meydana geldiğini anlatmıştım. Enerjik bedenin üzerinde, enerjinin yoğun faaliyette bulunduğu ayrı bölgeler olduğunu dile getirmiştim. Bunlar, yedi adet çakra kanalıdır. Fiziki ve enerjik bedenlerin durumları birbiriyle sıkı sıkıya bağlıdır. Enerjik beden (astral beden, ikiz beden), materyal bedenin dublesi gibidir. Fiziki bedenimizle yaptığımız negatif hareketler,geçirdiğimiz travmalar enerjik bedende yansıma bulur ve tersine, enerjik beden içerisindeki zayıflamalar, enerji akışındaki düzensizlikler, fiziksel bedende anomalilere yol açar, vücut sağlığında bozulmalar olur. Şu halde, kadın-erkek arasındaki fiziksel-cinsel aktivite, aynı zamanda enerjik bedende, enerji düzeyinde de gerçekleşmekte ve enerji kanallarına, yani çakralara etki etmektedir. Hepimizin bildiği böyle bir etkileşim, nefes ile beden arasında da vardır. Nefesimizi düzenlemekle fiziksel beden, oradan da enerjik beden fonksiyonları ile oynayabiliriz. Sevişmenin enerjik beden üzerindeki etkisi nefesin yarattığından kat kat fazladır, çünkü işin içine duygularımızı da karıştırmış, “ruhumuzu” da katmışızdır. Enerjik beden üzerinde, tutkulu bir sevişme kadar derin bir etkiye neden olan başka bir pratik yoktur diyebiliriz. Kundalini dediğimiz uyuyan potansiyel kuvvet, varlığını daimi olarak enerjik bedende sürdürürken, işte böyle anlarda onu fiziki bedenimizle hisseder hale gelebiliriz.
Renan Seçkin
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder